Pelvik Taban Hastalıkları
Pelvik taban hastalıkları (özellikle de kadınlarda), yaşam konfor ve kalitesini bozan önemli ve sık rastlanılan bir sağlık sorunudur. Ancak bu derece yaygın olmasına rağmen gerek hasta başvurusunda gerekse teşhis aşamasında yaşanan gecikmeler nedeniyle ön plana çıkamaz. Kadınlar, bu bağlamda yaşadığı birçok sıkıntıyı ya kulaktan dolma bilgilerle ya da “doğumdan sonra oluyor” düşüncesiyle kabullenip geçiştirir. Pelvik taban hastalıklarını (Disfonksiyonunu) anlayabilmek için öncelikle "pelvik taban" adı verilen yapının hem anatomik (yapısal) hem de fonksiyonel (işlevsel) özelliklerini bilmek gerekir.
Pelvik Taban Nedir? Ne İşe Yarar?
Gövdenin en alt kısmında, leğen kemikleri arasında kalan bölümüne Pelvis (Kasık) adı verilir. İçerisinde üreme (vajina, rahim, yumurtalıklar), işeme (idrar torbası, üretra) ile dışkılama ve abdest tutma/ertelemede (rektum, anüs) rol oynayan (pelvik) organlar bulunur. Pelvis’in alt açıklığı ise "Pelvik Taban" adı verilen yapı ile döşelidir. Pelvik Taban, bir grup kas ve bağ dokusu ile sinirlerden oluşur. "Trombolin” misali belli bir elastikiyete (gerginliğe) sahiptir. Yani gergindir ama kontrolümüz dahilinde, belli bir düzeyde gevşeme ve kasılma özelliği de bulunur. Bu sayede hem pelvik organlar hem de bu organlara ait üreme, işeme ile abdest tutma/erteleme ile dışkılama işlevleri desteklenir. Nasıl mı?..
♦ Sahip olduğu kas tonusu ve gerginlik sayesinde pelvik organları yerinde tutar ve organ prolapsuslarını (sarkmalarını) engeller.
♦ İhtiyaç olmadığı dönemlerde anüs ve idrar yollarını kapalı tutarak kontrolsüz kaçaklara (gaz-dışkı, idrar) engel olur(Abdest tutma işlevi).
♦ İhtiyaç oluştu ama sosyal ortam uygun değilse pelvik taban kasları sıkılır ve pelvik taban yukarı çekilir. Bu sayede tuvalet erteleme mümkün olur.
♦ Sosyal ortamın da uygun olduğu bir ortamda ihtiyaç oluştuysa pelvik taban kasları gevşetilerek pelvik tabanın esnemesi sağlanır. Bu sayede gaz-dışkı ve idrar çıkışı (dışkılama ve işeme) ile cinsellik ve doğum kolaylaşır.
Pelvik Taban Disfonksiyonu Nedir? Nasıl Oluşur?
"Disfonksiyon" kelimesi, vucüdumuzdaki herhangi bir yapı veya organda ortaya çıkan fonksiyon (işlev) bozukluğunu tanımlamak için kullanılır. Pelvik taban; sahip olduğu özellikler nedeniyle ilişkili olduğu organlarla birlikte "dişli çarklar" misali, işlevsel bütünsellikte çalışır. Dolayısıyla pelvik tabanda oluşacak bir fonksiyon kaybı, ilişikte olduğu tüm organları, dolayısıyla tüm işlevleri de etkiler. O yüzden geniş bir yelpazede ve farklı adlarla anılan sorunlarla karşılaşılır. İdrar kaçırma, gaz-dışkı kaçırma, dışkılama güçlüğü, vajinismus, anismus, rektosel, rahim sarkması, idrar torbası sarkması gibi... Ama genel olarak hepsi pelvik taban disfonksiyonu, pelvik taban bozukluğu veya pelvik taban hastalıkları çatısı altında toplanır ve iki ana başlıkta ele alınır.
1. Gevşek Pelvik Taban: Yıllar içersinde belirginleşen veya tekrarlanan çeşitli faktörlerlerin etkisiyle pelvik taban desteği ve kas tonusu azalır. Bu durum pelvik tabanın gereğinden çok daha fazla esneyip gevşemesine ve kasılıp toparlanma gücünde zayıflamaya (gerginlik kaybı) yol açar. Dolayısıyla "pelvik organ prolapsusu" adı altında çeşitli hastalıklar oluşur ve zamanla da şiddetlenir.
Sıklıkla öksürme ve hapşırma ile idrar kaçırma, tuvalete zor yetişme yoksa gaz-dışkı kaçırma ile tuvalette tam boşalamama (dışkılama güçlüğü), makatta ağrı ve dolgunluk gibi sıkıntılara yol açan bu hastalıklar...
♦ Pelvik Taban Düşüklüğü /Çökmesi (Perineal Descent)
♦ Anterior vaginal prolapsus (Sistosel -İdrar torbası sarkması)
♦ Posterior vaginal prolapsus (Rektosel- Makat fıtığı)
♦ Uterine Prolapsus (Rahim Sarkması)
♦ İnce/Kalın barsak sarkması (Enterosel/ Sigmoidosel)
♦ Rektal Mukozal Prolapsus/ Intussusception ve External Prolapsus şeklinde sıralanabilir.
Pelvik taban desteğindeki azalma, abdest tutma ve erteleme yeteneğini azaltmaya başlamadan önce dışkılama güçlüğüne yol açar. Bu güçlüğü yenmek için yapılan gereksiz ıkınma ve zorlanmalar ise zamanla hem pelvik taban desteğini iyice zayıflatır hem de Hemoroid, Anal Fissür, Anal Spazm gibi makat hastalıklarına yol açar.
Pelvik taban desteğini sağlayan kas ve bağ dokusu gücü; sıklıkla gerek yapısal yatkınlığa gerek menapozal değişimlere gerekse ilerleyen yaşa bağlı olarak yıllar içersinde azalır. Diğer taraftan, bu süreçteki artan hamilelik sayısı ile iri bebek, epizyo ve uzamış doğum süresi (travay) gibi travmatik normal doğumlar da tetikleyici rol oynar. Ayrıca şişmanlık, kronik öksürük, ağır yük kaldırma, kullanıcı hataları (ıkınarak dışkılama) durumları da yıllar içersinde pelvik tabanı zayıflatır ve esneklik artışına yol açar.
2. Aşırı Gergin (Spastik) Pelvik Taban: Pelvik taban desteğinin azalması kadar artması da fonksiyonlarda aksamaya yol açar. Sıklıkla da gereğinden fazla abdest tutma ve erteleme alışkanlığı gibi sosyopsikolojik faktörlerin bir sonucu olarak yaşanır. Pelvik taban, yıllar içerisinde aşırı gergin, kasılı veya spastik hale dönüşür. İhtiyaç halinde ya daha fazla kasılır yada yeterince gevşeyemez. Bu durum üreme, işeme ve dışkılama zorluğu yanında günlük yaşamı etkileyen pelvik ağrıya da yol açar.
Pelvik taban desteğini sağlayan kas ve bağ dokusunda aşırı kasılma ve gerilme sonucu meydana gelen pelvik taban hastalıkları, neden olduğu sıkıntılara ve işlev kaybına bağlı olarak farklı isimlerle anılır. Bu hastalıklar...
♦ Vajinismus, Vulvodini ve Disparoni (Ağrılı cinsel ilişki veya genital ağrı),
♦ İnterstisyel Sistit, Nonenfektif Sistit/ Prostatit (işeme zorluğu, kesik kesik işeme, ağrılı işeme),
♦ Anismus (Dissinerjik Defekasyon),
♦ Kronik Pelvik Ağrı (Koksidinya, Levator Ani Sendromu, Proktaljia Fugas, Pudental Nöropati) şeklinde sıralanabilir.
Pelvik tabanın dışkılama sürecinde yeterince gevşememesi veya tam tersi kasılması da dışkılamayı güçleştirir. Bu güçlüğü yenmek için yapılan gereksiz ıkınma ve zorlanmalar ise zamanla hem pelvik taban düşüklüğüne hem Rektosel oluşumuna hem de Hemoroid ve Anal Fissür gibi makat hastalıklarına yol açar. Domino etkisi...
Pelvik Taban Disfonksiyonuna Yaklaşım ve Tedavi
Pelvik taban hastalıklarına sıklıkla ikinci doğum sonrasında ve özellikle menapoz döneminde olmak üzere kadınlarda daha belirgin olarak rastlanır. Ancak erkeklerde ve doğum yapmamış kadınlarda da görülme sıklığı az değildir. Pelvik taban disfonksiyonları, ilişkili olduğu organlar nedeniyle 40 yaş üzeri kadınlarda, sıklıkla da işeme bozukluğu, idrar kaçırma ve organ (rahim ve idrar torbası) sarkmaları gibi Üriner ve Seksüel sorunlarla gün yüzüne çıkar. Doğal olarak da Üroloji, Jinekoloji veya Ürojinekoloji uzmanı hekimlerce ele alınır ve tedavi edilir. Anorektal disfonksiyonlar ise sıklıkla gaz-gaita kaçırma, dışkılama güçlüğü, rektal prolapsus ve pelvik ağrı şeklinde belirir. Genel Cerrahi (Proktoloji) uzmanı hekimlerce ele alınır ve tedavi edilir.
40 yaş altında gözlenen pelvik taban hastalıkları; sıklıkla dışkılama güçlüğü temelinde yaşanır ama dışkılama sorunları yerine makatta ağrı, kanama ve şişlik gibi sorunlarla gün yüzüne çıkar. Ve maalesef Hemoroid, Anal Fissür (Çatlak) gibi teşhislerle sonuçlanır. EKSİK TEŞHİS = YETERSİZ TEDAVİ
Hastadan hastaya değişmekle birlikte Pelvik taban disfonksiyonu olan hastalarda...
• İşeme sorunları (zor yetişme, az az ve sık çıkma, ağrılı işeme gibi)
• Dışkılama Güçlüğü (tıkanıklık hissi, tam boşalamama, gereksiz ıkınma, zorlanma veya elle veya dışkı yumuşatıcı ilaçla müdahale ihtiyacı),
• İdrar, gaz ve dışkı tutamama, kontrolsüz kaçırma,
• Vajinada basınç ve dolgunluk ile şişkinlik,
• Makatta basınç ve dolgunluk ile ağırlık hissi,
• Makat ve çevresinde kasılma,
• Makat ve kuyruk sokumu arasında başlayıp bacağa doğru yayılan ağrı,
• Seksüel fonksiyonlarda bozulma tarzı şikayetlere rastlanır.
Branşımız gereği pelvik taban disfonksiyonu olan hastalar, öncelikle Anorektal Disfonksiyon açısından ele alınır. Üriner ve seksüel disfonksiyonlar için de ilgili branşlardan yardım alınır. Hastalar detaylı sorgulama sonrasında anorektal muayeneye alınır. Ancak anorektal fonksiyonlardaki bozukluğu tam ve detaylı bir şekilde tespit edebilmek için anal muayene dışında ileri tetkiklere ihtiyaç duyulur. Bu bağlamda sıklıkla Baryum Defekografi, Yüksek çözünürlüklü Anal Manometri, 3D Endoanal Ultrason gibi tetkiklerden faydalanılır. Aksi takdirde, eksik teşhis ve yetersiz tedavilerle sonuçlanan bir süreç yaşanır.
Tüm bu detaylı incelemeler sayesinde pelvik tabanda fonksiyon bozukluğuna yol açan yapısal ve işlevsel hasarlar (hastalıklar), doğru ve eksiksiz bir şekilde tanımlanır. Sonrasında Biofeedback terapi temelinde duruma özgü tedaviye geçilir. Hatta gerektiğinde cerrahi (ameliyat) seçeneklerle de desteklenir.
Anorektal disfonksiyona yol açan pelvik taban hastalıklarına yönelik tanı ve tedavi yaklaşımları, "Anorektal Hastalıklar" başlığı altında tek tek ele alınmaktadır.
İlgili Konular...